16 Mart 2017 Perşembe

Reşat Nuri’nin en büyük özelliği, sürekli yaşatmak
istediği “memleket sevgisi”dir. Bu sevgi hiçbir zaman,
yüksek sesle ön plana çıkartılarak yansıtılmamış,
açık açık “şöyle sevin, böyle kıymetini bilin”
biçiminde dile getirilmemiş, ancak her romanında,
satır aralarında en sade ve en güzel biçimde sunulmuştur.

Türk edebiyatının ünlü romancısı Reşat Nuri Güntekin’in bu ay ölüm yıldönümüdür. Aralık ayının 7’sinde kendisini 46’ncı kez minnet duygularımız ve gönül borcumuz ile anacağız.
Değerli edebiyatçımız Prof. Dr. İnci Enginün yazarımızı “Şüphesiz ki toplumumuzu, eğitim dünyamızı ve dar dünyaları basit yaşayışları içine hapsolmak zorundaki insanları en iyi anlatan yazarımızdır” diye tanımlıyor.
Reşat Nuri’nin güçlü bir sezgisi, toplumsal olguları toplamak için eşsiz bir büyüteci vardır. En karakteristik toplumsal ilginçlikleri zarif bir söyleşi ile belirterek, bizi en duygulu zamanımızda bile, gülmeye zorunlu bırakan bir mizah gücüne sahiptir. Tanzimat ve Servet-i Fünun romanlarından sonra, “Çalıkuşu” bir zirve olmuştur. Adeta yapma çiçeklerden sonra bahçeyi bulan insanlar gibi, toplum “Çalıkuşu”na sahip çıkmıştır. Feride’nin arkasından kentler köyler aşarak onunla acısını yaşar, inlersiniz. Yazar Çalıkuşu’nun benliğini, kendi benliğine doldurmuş ve kendi ruhunu onun ruhunda eritmiştir. Bu tür büyük başarılar ancak büyük ve içten bir samimiyetten doğabilir

Post a Comment:

Fazlasını biliyorsan yorumlayabilirsin!!!